Benden banane...

Buraya yazılanlar şiir değildir, pesimist bir ölümlünün med cezirlerini alt alta anlatma şeklidir. He! Olur ya bazen karşınıza yanlışlıkla bir ahenk çıkar ya da bir kafiye, bir imge, bağışlayın! Tesadüftür.

Name:
Location: Türkiye

Murat Makara hayatını sanat yönetmeni olarak kazanır, yıllardır karikatür çizer, şiir yazar (eskisi kadar olmasa da), okur (10 yıl öncesi kadar olmasa da), düşünür (camus kadar olmasa da)...

Wednesday, June 20, 2007

hanımeli kokularının azalmasıydı yalnızlık

Geçenlerde kumsala indim, sanırım iki şarap içmiştim, aşkta 15 dakika önce kendimi biçmiştim. uzandım kumlara, açtım ellerimi, geceydi söylemiş miydim? hem de bulutsuz, kokusuz, gürültüsüz bir gece... işte Atlas'tım... sırtımdaydı dünya, tanrım kuş gibi hafiflemiştim..cinnetimi gün eylesem sana neydi, pişman bir mermi idi o desem kime neydi? sana sen bile kalmasan, insanlar kum kalırdı... söz sessiz, aşk hoyrat, biz umutsuz kalırdık...ki kime neydi, biz alışmamış mıydık, başka hayatları ortak etmeye hüznümüze, korkaklığımızın sebeplerini çoğaltmamış mıydık, dememiş miydik " ayrılıklar da sevdaya dahil" ? gizli gizli ağlamamış mıydık içimizin sessizliğine, dost diye gecenin 3'ünü biz bilmemiş miydik, aşka ağlamayı düş sanmamış mıydık?

desene...kime ne bizden başka?
biz neysek, aşk o.
onun için...

Saturday, June 09, 2007

Ekim - Elif

bozgunlar ordusuyuz, şirk bile bi zaman sonra soframızdan kalkmaz oldu, hani yeniğiz, hani kafir, hani tutunamayan ya, bizden iyi ev sahibi bulunur mu? gitmek diyorduk yaşamaya, ölmeye kalmak... aşka vücut, ihanete bir başka vücut, denize ayrılık, ayrılığa yeni bir başlangıç, galiba anlıyorum artık ısınmak için neden kutsal kitaplar yazdık...
kalbimizin sesinden içtik, içimizde rüzgar gezdirdik, gelmedi beklediğimiz, omuz yerine sokaklara serildik.
gelmedi o
sokaklar çoğaldı, arsalar azalıp
aklıma dokunanı bir daha
ne gördüm, ne uçurtma yaptım.
tek düşüm balıkçı olmaktı
ki onu da kime anlatsam
deniz kalmadı ki deyip gülüp geçti.

peki deniz yoksa, rakının 3. kadehinde gözlerine koşuşturan yakamozlarda neyin nesi?
ya da alıp başını gitme düşleri kurduran, o saçlarında dolaşan rüzgarın sahibi gece balıkçıları değil mi?
bir şans daha vermeyi her seferinde hissettiren dünyaya, o hanımeli kokuları birazda benzemiyor mu yosun kokularına?

der ya Mevlana; maşrapan küçükse, nehrin günahı ne?